Doğanın Ruhu'ndan Özgürlüğe Adımlamak...

Gezi Kültür Yazıları

Hayvanlar Olmadan İnsanlar Nedir ki?

“HAYVANLAR OLMADAN İNSANLAR NEDİR Kİ ?”

Kızılderililer, yeryüzündeki bütün canlıların yaşamda önemli bir denge oluşturduklarını ve bu dengeyi koruduğumuz sürece sevgiyle ilerleyebileceğimizi anlatırlar. Bugün ise yeryüzüne kötü muamele eden günümüz insanları olarak, doğanın dengesini alt üst etmiş; karmaşa denecek bir yaşayışta maddenin bağımlılığı ile yaşayış amaçlarımızı unutmuş bulunmaktayız.

 
Bencil yaşantımızla kendimizi düşünmeye devam ettiğimiz sürece doğal yapıya zarar vermeyi alışkanlık edinmiş; gelecek kuşakların yaşam haklarını da ellerinden alarak maddeye açlık çekmeye devam ediyoruz.
Bugün Kanada gibi gelişmiş bir ülkenin yaptığı doğa katliamlarına, her yıl ki gibi olaylara basın-yayın aracılığıyla tanık olan bizler tepkimizi sadece sözlerle dile getirmeye çalışıyoruz. Çevreciler bu vahşete isyan etseler de vahşice yapılan korkunç avlanmanın hiçbir şekilde önüne geçilememesi ne utanç vericidir. Fok katliamlarının her geçen gün sayısı artmakta ve yüz binlercesi her yıl katledilerek neslimizin vahşileştiğine de tanık olmaktayız.

Hani dergilerde, gazetelerde, kitaplarda söyleniriz :“Kim daha vahşi ?” diye… Kızgın bir dağ kurdu kapak resmi olur ve her şey doğanın üzerine atılırdı… Görüyorum ki en büyük vahşiliği eline demir sopalar alarak fokları katleden insanlarımızın madde uğruna yaptığı yanlış bir savaşımın izlerini acıyla görüp izlemekteyiz. Lüks giyim için yapılan katliamları da unutmamak gerekir. Canlı canlı derileri soyulan Orta Asya medeniyetimizin yaptığı vahşet görüntülerini izlerken; kurt köpekleri, samurlar, tilkiler, tavşanlar, vaşaklar, rakunlar, ayılar çığlık çığlığa derisiz vaziyette, üst üste yığılmış kanayan vücutlarıyla bir çöp bidonunda haykırıyorlardı… Süs aksesuarında duvara asılan ve vahşice avlanıp dondurulmuş diğer hayvanlarımız gibi…

Yüzyıllardır doğanın dengesi üzerinde sevgi ile adımlayan Kızılderililerin geçmişten günümüze kadar sözleri her geçen gün anlaşılmaktadır. Bir Mohawk Kabilesine ait olan sözü dile getirmek isterim: “Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir…”

Avcıların savunmasız bebek fokları acımasızca katledişini izlerken, kafalarına vurulan ve çengelli sopalarla sürüklenip derililerini alan vahşetin altında yatan karanlık yüreklerin, insan neslinin varlığını yüzyıllarca olumsuz etkileyecek, hafızalarımızda kalacaktır.

Bugünün modern Şamanlarından olan ve varlıklar hakkında düşünüşlerini dile getiren Kızılderili bilge Wa’Na’Nee’Che yeryüzü döngüsünü ise şu şekilde açıklar :

"Bu, bize Yaratan'ın dünyayı sevgiyle oluşturduğunu ve onu tüm yaratıklara verdiğini anlatır. Hayvanlar, kuşlar, böcekler, bitkiler, su, hava, yeryüzü, ağaçlar ve insanların hepsi kardeştir. Hepimiz dünyalıyız, her şeyin ruhu kendi varlığına değişik bir şekil, nitelik, özellik ve güç verir. Ancak hepimiz aslında bir'iz. Hepimiz birbirimize Yaşam Çemberi'yle bağlıyız. Bir kişi eğer belirli bir ruhsal düzeye ve yaşam-güç dengesine ulaşmışsa, diğer varlıklarla ve Yaratan ile rahatlıkla ilişki kurabilir. Çevrenize bakın: Yaratan'ın neler yarattığını görün, Yaratan'ı da göreceksiniz..."

Wa’Na’Nee’Che


Dileriz bu tür katliamlar en kısa zamanda son bulur ve iç içe olduğumuz üç büyük dengede sevgiyle, korumayı bilerek yürümeye devam ederiz. Bitkiler, Hayvanlar ve İnsanlar doğanın oluşum dengesini koruduğu sürece gelecek nesiller de rehberliğimiz ile yeryüzünde rahatlıkla adımlayacaklardır.


Doğanın sevgisi ile kalınız…


Yürüyen Bulut konuştu
Bulut Açar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder